SOYBAĞININ (NESEBİN) REDDİ DAVASI NEDİR?

SOYBAĞININ (NESEBİN) REDDİ DAVASI NEDİR?

Soybağının reddi davası, babalık karinesinin çürütülmesini sağlayan böylelikle çocuk ile baba arasındaki soybağının ortadan kaldırılması sonucunu doğuran bir dava türüdür. Yazımızda ”Soybağının reddi davasında davanın tarafları kimlerdir? Soybağının reddi davasının açılması süreye tabi midir? Soybağının reddi davasında hangi mahkemeler görevli ve hangi yerdeki mahkemeler yetkilidir? Soybağının reddi davasında ispat koşulları nelerdir? ” sorularının cevapları verilecektir.

Soybağının Reddi Davası Nedir?

Türk Medeni Kanunu madde 285 babalık karinesini düzenlemiştir. Bu maddeye göre evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu sebeple çocuk kocanın nüfusuna kaydedilir. Ancak çocuk evlilik birliği içerisinde doğmasına veya çocuğun evlilik birliği içerisinde ana rahmine düşmesine karşın çocuk kocanın olmayabilir. Bu noktada soybağının reddi davası nedir sorusu cevap bulmaktadır. Soybağının reddi davası, çocuk ile baba arasında nesep ilişkisinin kurulmasına karşın, babalık karinesinin çürütülmesini sağlayan böylelikle çocuk ile baba arasındaki soybağının kaldırılması sonucunu doğuran bir dava türüdür. Bu davanın açılabilmesi için Ankara Avukat ına verilen vekaletnamede özel yetkinin bulunması gerekmektedir.

A. Babalık karinesi

Madde 285 – “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.

Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür.

Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.”

Soybağının Reddi Davasının Tarafları Kimlerdir?

Soybağının reddi davasının tarafları kimlerdir? Şöyle ki; soybağının reddi davasının davacı tarafı Türk Medeni Kanuna göre koca veya çocuktur. Kocanın davacı olması halinde davalılar anne ve çocuk iken; çocuğun dava açması halinde davalılar koca ve annedir. Çocuk ergin değilse ergin olmayan çocuğun adına soybağının reddi davası kendisine atanacak kayyım tarafından açılır. 


Soybağının reddi davasını açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Ancak bunun istisnası mevcuttur. Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, annesi, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi de eldeki soybağının reddi davasını açabilirler.

Soybağının reddi davasını açma hakkı kural olarak koca ve çocukta iken yukarıda izah ettiğimiz üzere istisnai hallerde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi de bu davayı açabilir. Davanın davacı tarafı çocuk ise davalıları anne ve koca iken davayı açan taraf koca ve istisnai dava açabilecek kişilerden biri ise bu halde davalılar çocuk ve annedir. Davalıların hem koca ve anne hem de çocuk ve anne olduğu durumlarda zorunlu dava arkadaşlığını bulunmakta olup her ikisine birden açılması gerekmektedir.

Türk Medeni Kanunu Madde 291/2‘Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, (…) içinde soybağının reddi davasını açar.” hükmünde olup ergin olmayan çocuğa kayyım atanmışsa bu durumda bu madde hükmü uyarınca kayyım da soybağının reddi davası açabilir.

Soybağının Reddi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?

Soybağının reddi davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Soybağının reddi davalarında yetkili mahkeme ise taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir. 

Soğbağının Reddi Davasında Hak Düşürücü Süre Ne Kadardır?

Kanunda öngörülen sürenin geçmesi ile birlikte hakkın hem dava edilebilirliği hem de hakkın kendisi yok olmaktadır. Soybağının reddi davası için de kanunda hak düşürücü süre söz konusu olup hakim bu sürenin geçip geçmediğini re’sen (kendiliğinden) gözetir.

Soybağının reddi davasının davacı tarafı koca ise, koca davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır.

Soybağının reddi davasında davacı, çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde davayı açmalıdır.  Bu davayı kocanın altsoyu, ana ve babası, gerçek baba olduğunu iddia eden kişiden herhangi biri açacak ise doğumu ve kocanın ölümünü, ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybettiğini veya kocanın hakkında gaiplik kararı verildiğini öğrenmelerinden itibaren bir yıl içinde açmaları gerekmektedir. Sözünü ettiğimiz 1 yıllık süre hak düşürücü süre olup hakim tarafından re’sen dikkate alınmaktadır. Bu sürenin geçmiş olması davanın usulden reddi sebebidir. 

Soybağının Reddi Davasında İspat Koşulları Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu Madde 287 ve 288’de soybağının reddi davasında ispat koşuluk 2 ayrı madde halinde düzenlenmiştir. Kanun maddesi uyarınca çocuğun evlilik sırasında ana rahmine düşmesi veya evlenmeden önce veya ayrılık safhasında ana rahmine düşmesi olmak üzere iki ana başlıkta açıklamalar yapacağız. Şöyle ki;

Evlilik birliği içerisinde ana rahmine düşme halinde ispat;


Türk Medeni Kanunu Madde 287-‘Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır.
Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.”  hükmündedir. 

Bu hüküm uyarınca eğer çocuk evlilik birliği içerisinde ana rahmine düşmüşse babalık karinesi söz konusudur. Bu halde davacının babalık karinesini çürütmesi gerekmektedir. Bu halde bebeğin ana rahmine düştüğü dönemde koca ile ana arasında cinsel birlikteliğin imkansız olması ile koca ile ana arasındaki cinsel ilişki ile çocuğun dünyaya gelmesi arasındaki nedensellik bağının yokluğu Ankara Avukat ının hukuki yardımı ile ispatlanarak koca ile çocuk arasındaki soybağını ortadan kaldırılması Türk Mahkemeleri huzurunda sağlanabilir. Burada Ankara Avukatının ispatlayacağı husus koca ile ana arasındaki cinsel birlikteliğin çocuğun dünyaya gelmesine sebep olmadığıdır. 

Evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşme halinde ispat;

Türk Medeni Kanunu Madde 288 – ”Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez.
Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.”  hükmündedir.

Bu hüküm uyarınca soybağının reddi davasını açan davacının çocuğun ana rahmine evlilik birliği öncesinde düştüğünü yahut koca ile ananın ayrı yaşadığı dönemde çocuğun ana rahmine düştüğünü ispat etmesi gerekmektedir. Çocuk evlilik birliğinin kurulmasından itibaren azami yüz seksen gün içerisin doğmaması halinde bebeğin ana rahmine evlilik birliği öncesinde düşmüş sayılacaktır. TMK madde 170 ile TMK madde 197 uyarınca ana ile koca arasında bir ayrılık kararı varsa yahut hakim kararı olmaksızın taraflar fiilen ayrı yaşıyorsa her iki halin mahkemeye bir Ankara Avukat ı tarafından sunulması halinde  babalık karinesi çürütülebilecektir.

Sosbağının reddi davası alanında uzman Ankara Boşanma Avukatı veya Ankara Aile Avukatı bir avukat tarafından takip edilmesi vatandaşlarımızın dava sürecinde herhangi bir hak kaybı yaşanmadan yargılamada mağdur olmasının önüne geçecek olup ayrıca haklı olduğu süreçte en iyi şekilde temsil edilmelerini sağlayacaktır.  Özetle boşanma davaları uzmanlık gerektiren bir konu olup Ankara Boşanma Avukatı uzman avukat tarafından takip edilmesi önem arz etmektedir.

Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2018/163 E. 2019/9931 K.
“Somut olayda, davacı baba … ile davalı anne … 1984 yılında evlendikleri ve 1998 yılında boşandıkları, davalı …’ın 14.01.1995 tarihinde evlilik birliği içinde doğduğu, biyolojik baba olduğu iddia edilen … adlı kişinin ölümünden sonra tanık beyanlarına göre …’ın, davacının çocuğu olmadığının kendisine söylendiği, bunun üzerine çocuğun kendisinden olmadığı yönünde şüphelerin oluştuğu, şüphesinin giderilmesi açısından DNA testi yapılmasını yönünde bir inceleme yapılmadığı değerlendirildiğinde; davacıya üçüncü kişilerin davalı …’ın başkasının çocuğu olduğu yönündeki söylemleri ve oluşan şüphenin giderilmesi açısından DNA testi türü bir inceleme yapılmadığı ve söylem sonucu oluşan şüphenin bilimsel doğruluğa varacak şekilde bir adım öteye geçmediği yani şüphe olarak varlığını sürdürdüğü, soybağının reddi davası yönünden hakdüşürücü süreyi düzenleyen 289.maddeki sürenin başlangıcı mahiyetindeki “öğrenme” olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmakla; mahkemece, soybağına ilişkin hükümlerin 4721 Sayılı TMK’nin 282. maddesi ve devamında düzenlendiği ve aile mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığı ve davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılalarak, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilip, iddia doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, soğbağının tespiti yönünden gerekli DNA incelemesi de yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın hakdüşürücü süreden reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi ( 4. ) Hukuk Dairesinin 22.09.2017 tarihli ve 2017/1419 Esas, 2017/1527 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 Sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi ( 4. ) Hukuk Dairesine, dosyanın ise ilk derece mahkemesi Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 06.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”


YARGITAY 8. HD., E. 2017/8849, K. 2019/2904, T. 19.03.2019
KARAR ÖZETİ: Soybağının reddi davasınının özel yetkili vekaletname ile açılması gerektiği, genel vekaletname ile açılan soybağının reddi davasında ise vekaletnamenin kabulü için davacı asilin duruşmaya katılarak açılan davaya muvafakat ettiğini beyan etmesinin gerektiği.
“Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen koca tarafından çocuğun annesi aleyhine açılan soybağının reddine ilişkin olup dava vekil aracılığı ile açılmıştır.
Mahkemece, vekil aracılığı ile genel vekaletname ile açılan soybağının reddi davasında, ya davacı asilin duruşmaya katılarak açılan davaya muvafakat ettiğini beyan etmesi ya da vekilin vekaletnamesinde bu hususa dair özel yetki içeren vekaletname ibrazının zorunluluğu yanında davada taraf teşkili açısından koca tarafından açılan soybağının reddi davasında kanun gereği annenin yanında çocuğun da davalı olarak yer alması gerekliği karşısında, çocuk ile yasal temsilcisinin menfaati çatıştığı durumlarda çocuğun temsili için kayyım atanması sağlanarak usulü eksiklikler de giderilip duruşma açılarak yapılacak inceleme sonucu karar verilmelidir.”

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yardıma ihtiyacınız var mı?